23 Temmuz 2016 Cumartesi

NARUTO İYİYLE KÖTÜNÜN SAVAŞI


"Güçlükle kazanılan mutluluğun bozulması da güçtür. 
İnsanların geliştirdikleri güven bağlar oluşturup dostluklar kurmalarını sağlar.
Yalnızca birlikte bir güçlüğü aştıktan sonra kurulabilen bir bağ.
Sevgi ve şefkatle dolu bir bağ.
Bağlar var olduğu sürece Ninshu (büyük bir güç) kötülük için kullanılamayacak.
Ancak bağlardan yoksun bir güç bu dünyaya kötülük getirir.
Kardeşinle güçlerinizi birleştirin ve Ninshu bağlarını dünyaya yayın."

Sözler Japon anime serisi Naruto Shippuden 468. bölümden alıntı. 2004 yılından bugüne takip ediyorum. Manga ve animesi tüm dünyada çok büyük bir izleyici kitlesine sahip. Nedeni yukarıda alıntı yaptığım sözlerin anlamında gizli. 'Naruto' iyilikle kötülüğün savaştığı bir çizgi dünyada bizim gerçek dünyamızda olması gereken değerleri anlatıyor. Biz olmayı, birlikte olmayı, gücü sevgiyle birleştirip yaşamda iyi amaçlar uğruna kullanmanın gerekliliğini, sevginin olmadığı yerde güç kavgasının getirdiği karanlığı, mutluluk ve mutsuzluk kavramlarını... Naruto hikayesinde her şeyin merkezinde sevgi var. (Merak edenler için internette seri hakkında epey bir bilgi var.)

15 Temmuz günü ülkemizde televizyonlardan canlı yayınlanan "iyilik ile kötülüğün savaşını" izledik. Henüz kendime gelebilmiş değilim. Bundan sonra Türkiye'de bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. O gün yaşananlar toplumda yıllardan beri var olan kutuplaşmanın sonucu olarak büyük bir kırılma yarattı. İnsanların hallerine bakıyorum da milletçe sevgi ve şefkatle dolu olması gereken bağlar kuramamışız. Öfke ve korkuya teslim olmuşuz, biz olamamışız. Cumhuriyet bizim güçlükle kazanılmış mutluluğumuzdur. Atatürk'ün önderliğinde 93 yıl önce temelini attığımız bağlarımızın zayıfladığına inanmıyorum ama "Kara Zetsu"nun sürekli kötülük fısıldadığını görebiliyorum.

Geçtiğimiz yıllarda yaşanan nükleer santral kazasında Japon toplumunda var olan saygıyı, adaletli olma, birlik ve beraberlik içinde hareket edebilme becerisini tüm dünya hayranlıkla izlemişti. Bizde ise havalimanına yapılan bombalama sonrası taksicilerin durumdan kendi menfaatleri için yararlanmaya çalışması konuşuldu. Japonlardan öğreneceğimiz çok şey var. Türk Milleti olarak hatırlamamız gereken çok şey var. Yeniden birlik olmalı, biz olmalı ve özümüzde var olan değerlerimizi hatırlamalı, onları sevgiyle harmanlayıp güçlü bağlar kurmalıyız. Naruto karakteri de Japonlar gibi bize çok şey anlatıyor. Naruto amaçlarından asla vaz geçmeyen, her başarısızlığın ardından inatla ayağa kalkan, denemekten asla vazgeçmeyen, azimli ve en güzel tarafı da dostlarına sevdiklerine değer veren, sevmekten vazgeçmeyen bir karakter. Hikayenin baş kahramanı Naruto gibi diğer karakterlerde çok başarılı bir şekilde kurgulanmış. Bu animenin yaşı yok, çoluk çocuk tüm aileyle seyredilebilecek nitelikte ve güzellikte.

Çocukken sevginin herşeyin özü olduğunu düşünürdüm. Ruhlarımızın tertemiz olduğu, her şeye anlamak için baktığımız zamanlar. Çocuk olmak böyle bir şey belki ama bir gün yıllar geçtikçe kafamın daha karışık hale geldiğini farkettim. Toplumda biriken öfke ve baskılar ruhlarımızı örseledikçe zihinlerimizde karışıyor. Yeniden çocuk olmamız, o zamanların temiz ruh hali ile birbirimize bakmamız gerektiğine karar verdim. Çocukluğunuzu hatırlayın, bol bol çizgi film izleyin, çocuk kitapları okuyun, şarkılar söyleyin, oyunlar oynayın, zihninizi "Kara Zetsu" nun karanlık fısıltılarından arındırın. Sevgiyi hatırlayın. İnatla ayağa kalkma zamanı, ülkemiz ve çocuklarımız için...

Bu yazıyı okuduysan, devamında şu linkteki yazıyı da okumanı öneririm. Sevgiyle kalın Dattebayo.

http://kalbimdentemizbiryaprak.blogspot.com.tr/2014/08/kendini-tanima.html