Burçin’den sonra en sadık posta arkadaşım Türk Dil Kurumu.
Her gün bana düzenli olarak değerli bilgiler gönderiyor. Genelde yazışmalarım hep
tek taraflı olmuştur. Çünkü ben on parmak yazan geveze parmaklara sahip olduğum için ve
yazacaklarımın sonu hiç gelmeyecekmiş gibi yazdığımdan sonunda benim dışımda
herkes pes ediyor.
Ben bir bayankuşum, yani geceleri uyuyamayanlardan. Çocukken
de geceleri uyuyamazdım. Zorla beni yatırmaya çalışan annemin uyumasını
bekledikten sonra gecenin karanlığında sessizce bir mum yakar ve bahçeli
gecekondunun ıssızlığında heyecanla kitap okumaya koyulurdum. Bazen de şimdi
bana saçma sapan gelen şeyler karalardım, nasıl tatmin olurdum, nasıl mutlu
olurdum, anlatılmaz yaşanır. Tabi o zamanlarımda iş bulmak, para kazanmak ya da
kapitalist, berbat, boktan dünyanın kaygılarından bi-haberdim. Bolca kuşlara
ve bahçedeki otlara sevgi beslediğim yaşlarımdı. Baharın gelişini bir sabah
ansızın açan papatyalardan ve kırmızı gelinciklerden anladığımız zamanlardı ve
ablamla birbirimizi bunun için heyecanla uyandırırdık. Açan çiçekleri ilk gören
kişi olmanın, yeni olgunlaşan kayısıları ilk kez koparıp yemenin telaşında
geçen, her yıl nisan ayında bahçemizde mantar gibi bitiveren yavru kediciklerle
birlikte sıç sıç sıçrayarak oyunlar oynamanın mutluluğunda...
Bunları neden anlatıyorum. Sıradan bir çocukmuşum gibi
davranıp aslında sıradan olmadığımı fark ettiğimi imâ eder gibi. Oysa benim
zamanımda tüm çocuklar buna benzer şeyler yapardı. (Geceleri uyuyamamak hariç
sanırım.) Duvarlara, ağaçlara tırmanıp, yeni yapılan inşaatların üst
katlarından, zemindeki kumlara atlayarak ucuz kahramanlıklar yapıp eğlenen,
çelik çomak oynayan, çamura havadan marifetli atışlarla saplanan dev paslı çivilerle
labirentler çizen, çamurdan oyuncaklar yapan çocuklar. ( Ah evet dönüşen kentin dev oyuncaklarıydı inşaatlar ) Bunları daha çok erkek
çocuklar yapardı ama ben kız ve erkek diye bir ayırımı hiçbir zaman
onaylamadığım için ne oyun bulduysam onu oynadım.
Şimdilerde de ne iş bulduysam o işte çalışıyorum. Buradan bakınca
inşaatlarda oynayan çocuktan olsa olsa amele olur gibi görünüyor. Amele
değilsem bile bir amelecik olabilmişsem, şu gariban dünyanın çamuruna bir paslı
çivide ben çakabilmişsem ne mutlu bana.
Yani ben hep böyle kendi kendime takılıyorum.
Gündüzleri uyuyabiliyorum ayrıca.
Ayrıca 80'lerde çocuk olmak birazda böyle bir şeydi...
Gündüzleri uyuyabiliyorum ayrıca.
Ayrıca 80'lerde çocuk olmak birazda böyle bir şeydi...