Bağımlısı olduğunu farketmeden sevdiğimiz herşey onlara ihtiyacımız olduğu sürece hayatımızda var olurlar. İhtiyacımız kalmadığı zaman ise hayatımızdaki misyonları tamamlanmış olduğu için kendiliğinden yok olurlar, bizi terkederler.
Bağımlılıklarımız; sigara, alkol, işkoliklik, tatminsiz sevilme ihtiyacı, sonu gelmeyen aşık olma ihtiyacı, seks, yalnızlık, asosyallik, bağımlı ebeveyn ilişkileri, sürekli mağdur olma, haksızlığa uğradığı için acı çekme hali, vs. vs.... evcil hayvanlarımızda buna dahil. Hayvanlarımızın bizim onlara ihtiyacımız olduğu kadar bize ihtiyacı yok ama bu demek değil ki onlardan öğrenecek şeylerimiz yok, bu başka bir hal.
Duygularımızı besleyen her aşırı durumun arkasında bir eksiklik var. İçinde yaşadığımız ülkeden insanlardan dolayı mutlu değiliz, ama istisnasız hepimizin, Atatürkçüsü, dincisi, hümanisti, milliyetçisi, yobazı, herkesin tek yaptığı "şikayet etmek", hep ötekini beğenmeme, ötekini suçlama hali de kendini bilmeme halinin bir yansıması aslında...
Toplumsal kısır döngülerimiz gittikçe derinleşiyor. Yüzyıllardır aynı seçimleri yaptığımızı bilmeden yeni şeyler istiyoruz. Yalnız biri, Mustafa Kemal Atatürk bu kısır döngüyü kırabildi, kısa bir süreliğine, sonra yine kendi bilinç halimize geri döndük (dış güçlerinde parmağı var tamam)
Yunus'un dediği gibi, İlim, gelişmişlik, kendini bilmektir.
Bilme hali, kendinle bir olma, kendini anlama, tanıma hali. Kolay değil ve çok emek verilmesi gerekiyor. Kendini bilmek hayatına eylemin gelmesi demek... Bilmenin sonucu idrak, ve bazen idrak bağımlılıkların gidişi ile de kendini gösterir. Bazende üzüldüğümüz, istemediğimiz halde elimizden birşey gelmez, çok sevdiklerimiz (bağımlılıklarımız) de gider hayatımızdan. Farkında olmadan bağımlı olduklarımız...
Farkındalık çarkının mili, bilme halinin, sonuçları var. Duygularımızı anlamaya çalışalım, hissedip içgüdüsel olarak yaşamaya çabaladığımız duyguların arkasındaki temel nedenleri bulmaya çalışalım. Kendimize, ruh halimize emek verelim. İnternet bu anlamda çok güzel kaynaklarla dolu.. Yargısız, gözlemci olarak, anlayarak öğrenme çabasıyla bir yerden başlayalım.
Değişim sancılı ama güzeldir.
Zeynep Karataş