16 Mart 2014 Pazar

taslak


....

... Benim için yazar mısın dedi. Yazamam, düşünmelerim henüz bitmediler.  Yazabilirsem şayet bir taslaktan öteye gidemez. Öyle dolu. öyle taşkın. öyle yersiz yurtsuzlar ki düşüncelerim. beyaz bir zemin üzerine üşüşen harfler kümesine sığamayacak kadar. Çok güzel düşünebiliyorum, harflerin düşünmelerimi biçimsiz kılmasından korkuyorum. Biliyorum, çocukça. Çocuğum ben... Ahh o orta birinci sınıfımıza bir dönemliğine gelen kıvırcık saçlı. mavi gözlü. gamzeli Elif'in güzel yazışına hayran kalıp, ilk defa içimde beni yazmaya iten o harlı ateşi hissettiğim gün ki gibi çocuğum ben. Yazmayı düşünüyorum hep. Sadece düşünsek ya.

....




Kendilerine okudukları kitaplardan cümleler saklıyorlar, kıskanıyorum. Aklımda hiçbir kitaba dair özgün bir cümle yok. Ben yalnız hikayenin duygusunu hatırlayabilirim. Garip değil mi? Sanki aptal mışım gibi... Kayıt kısmı yok işte bende. Bakarak yazabilirim ama.

İlkokul birinci sınıftayken öğretmenim " kim a'dan z"ye kadar alfabeyi sayabilir" dedi. En önce heyecanla parmağını kaldıranlardan biriydim. İşte marifetimi göstermek için güzel bir fırsat çıkmıştı. "Ben ben ben...." Öğretmen beni seçti. Ayağa kalkıp yirmidokuz harfi aralarında hiç boşluk vermeden, bir nefeste söylemeye başladım, tıpkı bir çocuğun hızla koşması gibi abcçdefghıijklmn.... " Naapıyorsun senn!" diye çınladı öğretmen büyük harflerle!. "Çabukk otur yerine! Terbiyesizzz..."  diye azarlayarak susturdu beni. Şaşırmıştım. Dünyada hiç kimse harfleri benim kadar hızlı okuyamazdı ve ben bunu öğretmenime göstermek istemiştim. Aferin bekliyordum. Teneffüs olunca arkadaşlarım heyecanla yanıma gelip, " vauvvvv bu kadar hızlı saymayı nasıl başarıyorsuuun " diyerek hayranlıklarını gizleyemeden sordular. Marifetimi yanlış kişiye göstermişim.

Konuşkan bir çocuktum, çok zor sustum ben. Düşünüyorum.