10 Mayıs 2012 Perşembe

KARŞI YAKA MEMLEKET VE ORHAN VELİ'NİN KEDİLERİ

"Tek boyutlu bir tarih eğitiminden geçen insanımız, belki de en çok yakın geçmişimize uzak"
                             Karşı Yaka Memleket - Kemal Anadol

Büyüdükçe daha çok isyankar oluyor insan. Bir yanımla kendi başımıza, savrularak büyütülmüşlüğümüze kızarken diğer yanımla neden bu kadar sahipsiz bir millet olduk, nasıl sahipsiz ferdler haline geldik diye anlamaya çalıştım. Okul kitaplarındaki tek düze tarihin sıkıcılığından sıyrılıp eski yaşamların tanıklığında daha derinlere indiğimde milletimizin zihninde özenle soyutlaştırılan tarihimiz ete kemiğe bürünmeye başlıyor.
Kemal Anadol'un kaleminden çıkmış Karşı Yaka Memleket yakın geçmişe tanıklık eden böyle bir kitap. Adı bile hasret kokuyor, daha kitabın başlığından bir gurbet tınısı bulaşıyor merakınıza. Kötü bir tarih öğrencisiyim ve hâlâ öğreniyorum.

Orhan Veli Kanık en sevdiğim şairlerdendir. Ben O'nun kendi kendine anılarını anlatırmış gibi yazışına ve şiirlerindeki dev hikayeleri minik kıtalarla anlatışına vurulmuştum. Sonraları başka şairlerde sevdim ama O.V.K. benim ilk göz ağrım. Kedileri konuşturduğu şiirleri en sevdiklerimdendir. Sokak kedisi ile ciğercinin kedisini konuşturur şiirlerinde. Buraya tekrar zevkle yazacağım;

KUYRUKLU ŞİİR

Uyuşamayız, yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi;
Senin yiyeceğin, kalaylı kapta;
Benimki aslan ağzında;
Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik.

Ama seninki de kolay değil, kardeşim;
Kolay değil hani,
böyle kuyruk sallamak Tanrının günü.
                                                  (Yaprak,15.12.1949.)

1950'li yıllar. Memleket yine başına örülmüş bir örümcek ağının içinde debelenir, insanlar sağcısın, solcusun, komünistsin, faşistsin diye gruplaştırılarak nice aydınlarımız, gençlerimiz, geleceğe umutla yayılması gereken ışıklarımız yitirilir. Öğreniyorum ki; bunlardan biri de Kırklareli sınırında öldürülen Sabahattin Ali'dir... Ortam karışık, kafalar dahada karışık, kim neyin suçlusudur bilinmezken, her geçen gün faili meçhul! cinayet ve eylemler ile memleket yangın yerine döner. 6 Ocak 1948 tarihinde TBMM'ne verilen soru önergesi ile son 5 yıl içinde resmi ve özel dairelerde çıkan yangınların soruşturulması istenir, iddialar kanıtlanamasa da konu hakkında gazetelere demeçler verilir, ellerinde deliller olduğu öne sürülerek tüm yangınlardan komünistlerin sorumlu olduğu iddia edilir. Kimsenin sesini çıkartamadığı bu kaos günlerinde, ses politikacılardan değil ozanlardan gelir, Orhan Veli yazdığı şiirle yeni komünist avcılarıyla dalga geçer:

CEVAP

-Ciğercinin kedisinden sokak kedisine -

Açlıktan bahsediyorsun;
Demek ki sen komünistsin.
Demek bütün binaları yakan sensin.
İstanbul'dakileri sen,
Ankara'dakileri sen...
Sen ne domuzsun, sen!
                                        (Yaprak,15.1.1950)
(Alıntı; O.V.K.Bütün Şiirleri - Yapı Kredi Yayınları)

...


Tabi ki kitap o dönemin solcu düşünürlerinin karşılaştığı ötekileştirmeyi anlatıyor. Günümüzde milliyetçilik, barış, özgürlük, demokrasi vb kavramlar gibi "solculuk" kavramıda siyasi alandaki geçerli anlamını yitirmiş ve bana kalırsa yozlaştırılmıştır. Kitabı okurken; Kemal Anadol'un kalemiyle yakından tanıma fırsatı bulduğumuz dönemin aydınları nasıl bir sol düşüncesini taşıdılar, nasıl bir antisol düşüncesinin kurbanları oldular. Kitabın kahramanları; sonradan "Türkiyeli Üçüzler" olarak anılacak olan Fahri Erdinç, Ziya Yamaç ve Tuğrul Deliorman ile birlikte Anadolu'nun fakir köy okulunda genç bir ilkokul öğretmeninin mücadelesini, şairliği, yazarlığı, kendi ülkende ve yaban ellerde garipliği okuyacaksınız. Tarihi roman sevenler ve yakın tarihe farklı pencerelerden bakmak isteyenler için serin bir roman...

Tekrar kedilere dönecek olursak, çocukluğumda bir oyuncak bebek gibi koynumda taşıdığım kedilerim vardı. Şimdilik bir kedi besleme imkanım yok ama onlara hala bayılıyorum. Usta şair Orhan Veli'nin kedileri konuşturarak yazdığı şiirler kalbimin baş ucunda. Yalnızca kedilere dair bir yazı yazmak isterim, şimdilik bu içinden kedi geçen bir yazı olsun.  Kuyruklu şiirin hikayesiyle ilgili araştırma yaparken ustaya adanmış bir site çıktı karşıma. Yazıların hepsi tantuni, baklava, börek tadında, okuması çok güzel. Kediliside burada, www.orhanveli.net/kaniksadigimbiri/sarikedimirnav.html Bunu okuduktan sonra benim satırlarım çok yavan kalacaktır, artık kusura bakma.